Apple yıllarca süren dedikodulardan sonra geçtiğimiz sene Eylül ayında bizim de canlı olarak aktardığımız iPhone 6 tanıtım sunumunun sonunda Apple Watch’ı da tanıtmış ve 2015’in başında satışa sunulacağını duyurmuştu. O günden bugüne bir kısmı dedikodu bir kısmı da Apple tarafından açıklanan bilgiler ile Apple Watch hakkında birçok yeni haber ve makale yayınlandı. İşte biz de, Apple Watch’ın Türkiye’de çıkış tarihinden fiyatına, bilinen ve beklenen özelliklerinden pil ömrüne kadar tüm detayları bu makalede topladık.

Apple Watch’a genel bakış

Apple Watch, iPad’den sonra Apple’ın ilk yeni ürün kalemi olacak. Özellikle Steve Jobs’un Apple’a tekrar dönmesi ile ve iMac üretimi ile başlayan Apple’ın engellenemez çıkışı ve her çıkardığı ürünün çok başarılı olması nedeniyle Apple Watch’dan (ya da Apple ne yaparsa yapsın) beklentiler yine çok büyük. Apple’ın özellikle iPod’lar ile başlayan taşınabilir cihazlar alanında her çıkardığı üründe aslında tamamen yeni bir ürün kategorisi yaratmadığını ve daha çok olan ürünleri kendine has icat ve yaklaşımları ile evrime uğratıp buna kullanım kolaylıkları da ekleyip devrime dönüştürdüğünü söyleyebiliriz. Ama Apple Watch’ın daha şimdiden diğer Apple ürünlerine bakınca bu tanımlamanın dışında kaldığını söyleyebiliriz. Şöyle ki;

iPod’dan önce kısmen oturmuş mp3 çalarlar ve piyasası vardı. iPhone’dan önce sözüm ona akıllı cep telefonları vardı ve baya da büyük bir piyasası vardı. Tabletlerin büyük bir pazarı yoktu ama özellikle o zamanlar sadece windows işletim sistemi ile çalışan birbirinden kullanışsız bir çok tablet piyasada bulunuyordu. Apple bu cihazların çok daha kullanışlı ve yararlı versiyonlarını yapıp bu cihazların piyasasını gerçek manada devrime uğrattı.

Apple Watch da ise hemen hemen bu durumların hiçbiri geçerli değil.

Akıllı saat piyasası, bundan 3 sene önce artan Apple Watch dedikoduları ile (ki o zamanlar iWatch diye isimlendiriliyordu) ve öncelikle Samsung gibi büyük ve stratejisini Apple’ın gerisinde kalmamak üzerine kurmuş şirketlerin “aman biz de yapalım” düşüncesi ile çıkardığı saatler ile oluşmaya başladı! Özellikle Samsung bu konuda “yapalım ne tutarsa” (yani herhalde böyle dememişlerdir 🙂 ama çıkardıkları ürünler birbirlerinden o kadar alakasız ki insanın aklına başka bir şey gelmiyor) yaklaşımıyla  birbirinden kötü ve kullanışsız bir çok “smart watch” çıkardı. Diğer şirketlerin de çıkardığı saatler ile kısmen bir piyasa artık oluşmuş durumda. Ama satılan saatlerin amacı iPod’dan önce olan mp3’lerde olduğu gibi tam olarak neye hizmet ediyor henüz netleşmiş değil.

Apple Watch’ın iPhone’dan önce bulunan akıllı telefonlardaki gibi hedef kitlesi belirli ve üç aşağı beş yukarı aynı işi gören ama herkesin bir gün almayı planladığı bir cihaz olma ya da olmama durumu da söz konusu değil.

Ve de iPad’den önce defalarca denenen ama tutturulamayan tablet piyasası ile de benzerlik taşımıyor.

İşte bu yüzden çıkma arefesinde Apple Watch, önceki Apple ürünlerinde farklı bir konumda, hem çok büyük bir potansiyele sahip hem de risk derecesi olarak çok daha farklı bir yerde. Demek istediğim; Apple diğer cihazları gibi piyasayı sallayacak bir cihaz yapmış olsa da olmasa da Apple Watch beklendiği kadar satacaktır ama istendiği kadar kalıcı bir saat takma alışkanlığı yaratacağının satış rakamları ile alakası olmayacaktır.

Teknik Özellikleri

Biri 38 mm, öteki 42 mm boyutlarında ve 3 farklı model olacağını biliyoruz. Dokunmatik ve esnek ekran, iPhone 5’te bulunan A5 işlemcisi kadar güçlü (S1) bir işlemci,  jiroskop, ivme ölçer ve nabız ölçer cihazın diğer donanımsal özellikleri. Apple Watch iPhone’ların Wi-Fi ve GPS bağlantılarından yararlanarak bu teknolojilerin de nimetlerinden hem yazılımsal hem de donanımsal olarak faydalanacak. Önceliklikle Apple Pay kullanımına yarayacak NFC de başka bir donanımsal özellik ki ileride çok muhtemelen başka işlemler için de kullanılacaktır.

Ancak ben teknik özellikler arasında 3 konuya dikkatinizi çekeceğim. Bunlardan ilki Digital Crown:

Apple  daha önce sadece kol saatlerindeki kurma düğmesi, saati ve tarihi ayarlamak ve zembereği kurmak için kullanılan Digital Crown’ı “küçük ekrandaki içeriği büyütmek gibi önemli bir soruna çözüm getiren çok yönlü bir araç olarak” yorumlamış . Bu kadar basit bir anlatım bunu çok basit bir araç olduğunu işaret ediyor ama her ne kadar kullanmadan gerçekten ne kadar iyi olduğunu bilmesek de, teori de Apple’ın yine müthiş bir kullanım özelliği icat ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü  bugüne kadarki mevcut akıllı saatlerde de kullanılan görüntüyü büyütmek için kullandığınız kıstırma hareketi parmaklarımız ekranı kaplayacağından pratik olmayacaktı ve bu kadar basit bir araç ile bu sorun ortadan kalkmış oldu. Hiç şüphem yok ki diğer firmalar da benzer şeyler üretmeye başlamışlardır bile.

İkinci özellikle ise Retina ekran:

“Bir saat için inanılmayacak kadar yüksek piksel yoğunluğu (300ppi civarında olması bekleniyor), siz hareket halindeyken bile rakamların ve metinlerin tek bakışta okunmasını sağlıyor. Saat kadranında bulunan ve bir saç teli inceliğindeki saniye ibresi dahil olmak üzere, tüm resimler ve grafikler inanılmaz bir netliğe ve kontrasta sahip”.

Bunlar Apple’ın kendi cümleleri.

Apple saati deneme şansı bulan herkes ekran kalitesinin benzersiz olduğunu iddia ediyor. Bu yorumlara ve Apple açıklamalarına inanacak olursak Apple pil, maliyet ve üretim zorluğu gibi sorunlara takılmayıp teknolojinin imkan verdiği en yüksek çözünürlükte ekranları Apple Watch’lara koymuş.  Pil ve maliyet konularına ayrı paragraflarda değineceğim ancak her halükarda Apple saat ekranlarının diğer akıllı saat ekranlarının çok üstünde olacağını tahmin ediyor ve bekliyorum.

Ve Taptic Engine

Apple Taptic Engine’i “saatin içinde, dokunma hissi yaratacak şekilde geri bildirimler üreten lineer bir uyarıcı” şeklinde açıklamış ve eklemiş “Apple Watch, bileğinize dokunur. Bir uyarı veya bildirim aldığınızda ya da Digital Crown’u döndürdüğünüzde veya ekrana bastırdığınızda, her etkileşim türü için farklı bir dokunuş hissedersiniz. Özel olarak tasarlanmış hoparlör sürücüsünün ürettiği hafif sesli ipuçlarını kullanan Taptic Engine, daha fazla duyunuzu harekete geçirerek daha nazik, sofistike ve özgün bir deneyim yaşatır”

Benim bu konudaki beklentim de yüksek. Öyle ki bunu deneyenler titreşimi benzersiz ve çok kullanışlı diye açıklamışlar. Ben ayrıca bilekten ve sizden başka kimsenin duyamadığı bu titreşim özelliğinin program yazıcıları tarafından çok kullanılacağını ve saatte uygulama alanında ayrı bir alan yaratacağını düşünüyorum.

Peki Apple saat gerçekten ne işe yaracak?

Kesinlikle iddia ediyorum ki hiçbir şirket henüz bir akıllı saatin gerçekten ne yapması gerektiğini bilmiyor. Hatta daha da ötesi hedef kitlesi de belli değil.

Apple bence bu konuda da rakiplerinin 1-2 adım önünde başlıyor yarışa. Çünkü diğer tüm akıllı saat üreticilerinden farklı olarak Apple geçtiğimiz üç seneyi bu sorulara cevap arayarak geçirmiş. Bulunan cevaplar henüz doğru mu yanlış mı bilinmez ama Samsung’un 1 senede çıkardığı  saatlere ve Google’ın 6 ayda üretimini tamamladığı android wear ile karşılaştırıldığında Apple’ın Apple Watch’a çok daha büyük önem ve zaman verdiğini söyleyebiliriz.

Çok ilginçtir, Apple Watch’ın ilk yaptığı şey diğer tüm firmaların hiç aklına gelmeyen bir şey; Zamanı Doğru Göstermek!

Apple, Apple Watch’ı “Kusursuzca dakik bir saat” olarak lanse etmişti. Bunun da altını doldurmuş tabi ki:

“Yıllar boyunca, “kaliteli saat” ifadesini her duyduğumuzda, zamanı kusursuzca doğru gösteren bir saat düşündük. Tıpkı Apple Watch gibi. Apple Watch, zamanı en fazla 50 mili saniyelik hata payıyla küresel zaman standardında gösteriyor”.

Apple Watch ile görüşlere baktığınızda (profesyonel açıdan) üç ayrı grubun yorumları ile karşılaşmak mümkün. Bunlardan ilki teknoloji uzmanları, ikincisi moda yorumcuları ve üçüncüsü saat uzmanları.

Yıllardır klasik saat kullanan ve koleksiyon yapan son grup Apple Watch’ı sadece bu özelliğinden dolayı mecburi bir alışveriş olarak yorumluyorlar. Hatta hem klasik bir saati kollarına bir takı gibi takıp aynı zamanda Apple Watch’ı diğer kollarına takabileceklerini soyleyen yorumcular var. Teknik amaçlı kullanım için de düşünüldüğünde zamanı sürekli böyle doğru gösteren bir saatin orta gelirli bir vatandaşın satın alabilme güçüne sahip olmasının başlı başına bir devrim olduğunu bile iddia edenler var. Siz ya da benim için saatinize bir bakışta ayın hangi evrede olduğunu veya dünyanın gezegenler arasında o andaki yerini bilmek gerekli olmayabilir ama bir gök bilimci için durum çok farklı.

Bunun dışında Apple Watch’ın ne yaptığını sanırım şimdilik 5 başlık altında toplayabiliriz:

1. Bilgi tutma: HealthKit yazılımı ve sensörler ile sağlık ve fitnes datası tutma
2. Kontrol: Özellikle ev otomasyonu olmak üzere HomeKit yazılımı ile aksesuar kontrolü
3. Kimlik doğrulama: PassKit yazılımı ve Apple Pay ile ödeme yapabilme. Bluetooth ve NFC ile ev otomasyonu kontrollerinde önce kimlik doğrulama (örneğin evinizin kapısının kilidini saatiniz ile açabilirsiniz)
4. Bildirim: Telefonunuza gelen bildirimlerin alınımı
5. Haberleşme: Telefon, mesaj ve en önemlisi taptic engine ile yeni bir mesajlaşma yöntemi

Dikkatinizi çekmek istiyorum; HealthKit, WatchKit, PassKit ve HomeKit.

Her ne kadar bunlar Steve Jobs’un iPhone’u ilk tanıtırken “bugün bir telefon, bir müzik çalar ve bir internet cihazı çıkarıyoruz deyip sonra da ama beni anlıyor musunuz diye devem ettiği şeyin aslında bunların hepsi ayrı değil tek bir cihazda olacak” etkisinde ve sihirinde olmasa bile yukarıda saydığım donanım destekli yazılımlar Apple Watch için de çok önemli şeyler anlatıyor. Apple bunları bir günde karar verip yapmadı. Ve bu programların kurduğu sistem ve yeteneklere hiçbir şirket sahip değil. İşin kötüsü henüz jeton da düşmüş değil bu şirketlerde. Halen saat yuvarlak mı olsun köşeli mi olsun tartışmalarında takılı kalmış olanlar var. O yüzden Apple Watch Apple Eko sisteminin yeni bir adımı diye düşünüyorum ve tüm bahsetiğim teknik ve donanımsal özellikler yanında Apple Watch’ın asıl öldürücü özelliğinin uygunluğu ve mevcut Apple cihaz, yazılım ve servisleri arasında kullanıcının hiçbir çaba göstermesine gerek kalmadan kendine yer bulacak olması olduğunu düşünüyorum. Ve de Apple Watch’ı diğer Apple ürünlerinden ayıran en temel özellik bence ihtiyacı karşılayan değil hayatı kolaylaştıran bir alet olarak tasarlanmış olması.

Şu video’yu da şiddetle izlemenizi tavsiye ediyorum:

Pil

Kuşkusuz her elektronik taşınabilir cihaz gibi Apple Watch da tüm özelliklerinin yanında pil ömrü ile yargılanacak ve başarısı bunla direk olarak alakalı olacak. Öncelikle şunu söyleyemeliyim ki; beklenin aksine ve tüm diğer mobil cihaz üreticileri gibi Apple’ın da elinde ne yazık ki gizli bir pil teknolojisi yok. En azından şimdilik Apple Watch’a yetişecek kadar. Ve de işin sırrı pilin kendisi kadar yazılımlara da bağlı olacak.  Apple bu konuda özellikle geçtiğimiz son 3-4 senede özellikle iPhone’larda çok sık pil problemi yaşadı ama her seferinde pil kullanımını optimize etmeyi başardı. Apple Watch’da da durum buna çok benzer olacaktır diye düşünüyorum. Aslında pil kullanımın diğer bir kısmı da cihazı ne kadar iyi tanıdığınızı ve nasıl kullanılacağını anlamaktan geçiyor. Geçtiğimiz günlerde, yaptığı haberlerin güvenirliği ile bilenen 9to5Mac isimli sitede Apple Watch’ın pili hakkında bazı ciddi bilgiler yayınladı.

Habere göre Apple Watch’ın pili ile bilgiler şu şekilde:

• Aktif kullanımda, yani saat üzerinde direk yerel olarak çalışan oyunlarda ve uygulamalarda pil 2.5 saat dayanıyor  (ki bu hem Apple’ın kendi uygulamaları hem de diğer şirketlerin uygulamaları ile test edilmiş)
• iPhone’dan aktarılan bildirim gibi standart uygulamaların kullanımında  ise bu süre 3.5 saate çıkıyor
• Fitnes ve diğer data toplama işlemlerinde ise 4 saatlik kullanım süresi olduğu iddia ediliyor
• Bekleme konumunda pil ömrü en fazla 4 gün
• Apple yaptığı testler sonucunda yukarıda bahsedilen işlemlerin karışımı ile günlük kullanımda saatin 19 saat dayanacağını hesaplamış ya da o şekilde bir hedef doğrultusunda çalışıyor.

Apple Watch’ın S1 çipinin A5 benzeri bir performans sunduğunu yazımın başlarında belirtmiştim. Yine yüksek çözünürlük Retina ekran (ki bu habere göre ekran saniyede 60 kare tazeleme yeteneğine sahip) yüzünden  Apple’ın yukarıda verilen pil ömrünün üstüne çıkamadığı iddia ediliyor.

Yoğun kullanımda 2.5 – 4 saat arası diğer akıllı saatlerle karşılaştırılınca nasıl bir performansa denk geliyor bilemiyorum ama ben eğer iPhone’umu bu kadar uzun süre kullanırsam da pil zaten akşama kadar bitmiş oluyor. Tabi ben de isterim ki saatin pili 3-5 gün gitsin hatta hiç bitmesin ama hem böyle üst düzey özellikler sunup hem de çok uzun pil ömrü beklemek biraz saflık olur. Benim şahsi tercihim ya bir günde bitsin ya da iki günde. Çünkü her gece iPhone ile beraber şarj etmek bir alışkanlık olarak yer tutar ama günün ortasında bitiyorsa, o biraz rahatsız edici olur. Normal şartlarda 19 saat fena değil fakat tabi yine de fazlası göz çıkarmaz.

Burada asıl dikkatinizi çekmek istediğim Apple’ın pil ömrü için nasıl bir test sürüşü yaptığı. Pilin sayısal gücü kadar kullanıcının saati ne şekilde kullanacağını hesaba katmışlar. Apple bir çok şirketin aksine tüm cihazlarında çok güvenilir pil süreleri veriyor. iPad film izlerken 10 saat gidiyor diyorsa en az o kadar gidiyor. Bu konuda endişem yok yalnız henüz son kullanıcının eline geçmemiş bir saat için “şu şekilde kullanılır ve bu kadar saat gider” öngörüsünde bulunmak gerçekten Apple için bile çok zor.

Pille ilgili diğer bir konuda nasıl şarj edildiği.

Bakın şarj sistemini Apple nasıl anlatmış:

“MagSafe teknolojimizi, endüktif şarj yöntemiyle birleştirerek çözüme ulaştık. Bu, hiçbir elektrik bağlantısını açıkta bırakmayan ve tamamen kapalı bir sistem. Ayrıca son derece esnek; hassas hizalamalar gerektirmiyor. Konnektörü saatin arkasına yaklaştırmanız yeterli, çünkü mıknatıslar sayesinde konnektör kendiliğinden yerine oturuyor”

Benim bu konuda bir endişem, bir de umudum var. Her ne kadar bu şarj şekli kulaka hoş gelse de ve ne kadar kolay olursa olsun yeni bir kablo, fiş ve bağlantı işlemi gerekiyor. Bence Apple bu konuda daha farklı bir çözüm düşünebilirdi. iPhone ve saatin aynı anda yine bir endüktif tablet üstüne ya da tasın içine koyarak şarj etme şeklinde. Bunun gibi bir şey:

Umudum ise şu; Şarj alanı ve cihazı çok büyük. Pilin de çok küçük olduğunu bildiğimize göre acaba bu sistem pili daha hızlı şarj edebiliyor olabilir mi? Apple 5-10dk’da şarj olan bir sistem yaratmış olsa bu konuda da yine rakiplerine 2-3 sene fark atmış olurdu diye düşünüyorum.

Tasarım

Tasarım konusu kısmen tabi ki zevk ve renk meselesi. Saat yuvarlık mı olmalı köşelimi yoksa benim bilmediğim başka bir şekil var mı bilmiyorum ama sonuç itibarı ile Apple dört köşeli bir tasarım seçti ve ben şahsen parmağın sürtünülerek kontrol edildiği dokunmatik ekranlı bir saat için doğru seçim olduğunu düşünüyorum. Öyle düşünmeyenlere “zevkler ve renkler” meselesi diyeceğim ama ama genel olarak tasarım karşılaştırmasında onlara iki çift lafım da var tabi 🙂

Şu anda mevcut hiçbir saat Apple Watch kadar seçenek sunmuyor. Şöyle bir bakalım:

38mm ve 42mm iki ayrı boyut
Siya / beyaz alüminyum
Siyah / beyaz paslanmaz çelik
18 ayar beyaz ve sarı altın
6 farklı kayış tarzı ve hepsinin birçok ayrı rengi var.

Ayrıca tek bir kayışa bağlı kalmak zorunluluğu yok ve takıp çıkarması Apple’dan beklendiği şekilde basit ve şık. Watch face’leri dizayndan saymıyorum çünkü onların sürekli ekranda durması mümkün değil. Ama kayışlar ve diğer aksesuarlar konusunda yan sanayinin neler yapacağını hayal etmek zor değil. Gönül rahatlıyla Apple tasarım konusunda yine bizi yanıltmadı diyebilirim.

Fiyat
Apple Watch’ın en ucuz modelinin 350 dolar olacağı zaten Apple tarafından açıklandı. Bu muhtemelen spor modelinin 38mm, yani küçük ekranlı olanı ve spor kayışı ile geleni olacak. Tam olarak fiyat aralıkların nasıl olacağını bence Apple dahi kimse bilmiyor. En azından ilk açıklama yapıldığında Apple buna bence daha karar vermemişti. Bu durumda diğer tüm dedikodular boş. Genel olarak şöyle baktığınızda paslanmaz çelik modelin 500 dolar civarı olacağı ve 18 ayar altın modellerin de 2000 ile 5000 dolar arasında olacağı tahmin ediliyor. Ben bu görüşlere katılmıyorum. Benim tahminim en pahalı model 1000 dolar’dan fazla olmayacak. Tabi ben bir ürün analisti değilim ama Apple’ın senede bir güncelleyeceği bir cihazı 5000 dolar’a satacağını sanmıyorum. Ayrıca koluna 5000 dolarlık akıllı saat takacak da büyük bir kitle olduğunu düşünmüyorum. Bence fiyat aralığı şöyle olacak:

38mm Spor Model: 350 Dolar

42mm Spor Model: 380 Dolar

38mm Paslanmaz Çelik Model: 450 Dolar

42mm aslanmaz Çelik Model: 500 Dolar

38mm Altın Model: 650 Dolar

42 mm Altın Model: 750 Dolar

Muhtemelen tüm modeller en ucuz kayışla gelecektir ve deri kayışlar oldukça pahalı olabilir. Altın modeller bu kadar ucuz olur mu diye düşünenler olacaktır ama sonuçta küçücük bir saat ve toplam kaç gram altın olduğunu henüz kimse bilmiyor. Yalnız bu fiyatların TL karşılıklarını hesaplarken üzerilerine yüzer dolar daha koymak gerekecektir herhalde.

Ne zaman çıkıyor?

Apple Watch Amerika’da Nisan ayında çıkıyor..

Tim Cook, Apple’ın ilk çeyrek sonu değerlendirme toplantısında Apple Watch gelişiminin planlandığı gibi gittiğini ve Nisan ayında satışa sunulacağını açıkladı. Henuz net bir tarih yok ancak Apple’ın en son çıkardığı yeni ürün kalemi iPad’e bakacak olursak benim tahminim Apple Watch Nisan ayı başında tüm detayların açıklandığı yeni bir tanıtım sunumundan sonra Nisan sonuna doğru Amerika’da satışa sunulacak. Mayıs sonu hatta Haziran başı da limitli olarak da olsa Avrupa’da satış başlar. Bu bağlamda Apple Watch muhtemelen Turkiye’de 2015’in ikinci yarısında satışa girmiş olur diye tahmin ediyorum.

Apple Watch tutar mı?

Benim tecrübelerime göre Apple’ın eko sisteminden ve varlığından etkilenmiş rakiplerin üç, son kullanıcının ise dört türlüsü var. Rakipler açısından durum şu; Ya Apple’ın yaptığını aynen kopyalayıp nemalanıyorlar, ya tam zıtını yapıp “ben asla Apple kullanmam abi” diyenleri hedef alan ürünler yapıyorlar. Ya da Apple ile sidik yarışı halinde Apple’ın yaptığının fazlasını yaparak rekabet etmeye çalışıyorlar.

Kullanıcılar içinse zaten kısmen bunu cevaplayan bir durum söz konusu. Ya Apple’ın aynısı ve daha ucuzunu bulduğuna inanıp “ben markacı değilim bunu alırım, aynı şeyi yapıyor” diyen bir kitle var. Ya asla eve Apple sokmam diyenler var.  Ya da bir şekilde sürekli Apple’dan daha iyisi olduğunu düşünüp arayışta olup yukarıda da bahsettiğim gibi daha iyisini yaptığını iddia eden ürünlere rağbet  edenler var.  Tabi bir de benim gibi halinden oldukça memnun olan Apple ürün sahipleri kısmı var ki onlar tamamen ayrı bir kült 🙂 Bunların hepsinin karışımı kafasında da olan vardır belki.

İşte bu bağlamda Apple Watch’ın da durumu bu tanımlara birebir uygun olacaktır ama her ne kadar bir iPod ya da iPhone etkisi olmasa da Apple Watch bence kalıcı Apple ürünleri arasındaki yerini sağlam şekilde alacaktır. Hatta biraz cesaret gösterip bir rakam da vereyim; Apple Watch her sene çok rahat 10-15 milyon satar..

Apple Watch ayarları

Bu konuya niye başlık açtığımı düşünenler haklı olarak olacaktır. Çok önemsiz bile gözükse de Apple’ın ilk intiba ve basitliğe çok önem vediğini bildiğim için bu konuda Apple Watch’ın rakiplerinden çok farklı olacağını düşünüyorum.

Öncelikle yakın zamanda yine 9to5Mac’ın iOS 8.2 beta sürümünde bulduğu Apple Watch’la ilgili yazılıma, daha doğrusu 8.2 ile geleceği iddia edilen iPhone Watch uygulamasına bir göz atalım.

Apple Watch’a refakat edecek bir uygulama şeklinde açıklanan ve direk iPhone üzerinden Apple Watch’a erişim yaparak çalışacak bu uygulama birçok detaylı ayarın yapılması ve hatta menünün oluşturulması için kullanılacak. Buradaki amaç Apple Watch üzerinde yapılması zor olacak ayarların büyük ekranda daha hızlı ve kolayca yapılabilmesi ve de tabi pilden tasarruf için olacaktır.

iPhone üzerinden Apple Watch’ın ana ekranının düzenlenmesi

iPhone’a gelen bir bildirimin Apple Watch’a yönlendirilmesi ve mesaj ayarları

Yönlendirme ve  titreşim bildiriminin ayarlanması. Apple Watch için güvenlik kilidi seçimi. Burada şu noktaya da değinmek lazım. Uzun bir şifre seçilmesi halinde veya saati kolunuzdan çıkardığınız durumlar için, Apple Watch’ın bileğe takılı olması ve iPhone’a bağlı olması şartıyla iPhone üzerinden de kilit açılabilecek. Parmak izi okuyucusu da bu işlem muhtemelen yapılabilecektir.

Fitnes, aktivite ve kalp atışı izlenmesi seçenekleri ve uyarıların ayarlanması da bu uygulamadan olacak. Ayrıca bu uygulama ile Apple Watch’ın mevcut hafıza kapasitesi, şarj durumu ve benzeri bilgilere de ulaşılabilecek.

Bu aslında şu demek oluyor, daha saati almadan nasıl çalışacağını ayarlayabilirsiniz. Ve de bence daha önemlisi Apple Watch’ı kutusundan çıkarıp kolunuza taktığınız anda %80 performansla çalışıyor olacak. Telefondan ayarları yaptığınızda tek eksik telefon ile saati bağlamak olacak. Benim tahminim bu işlem saati iPhone’a değdirerek otomatik başlayacak ve tek yapmanız gereken telefonunuzda saatiniz için bir kere daha icloud şifrenizi girmek ve saatiniz için yeni bir şifre seçmek yeterli olacak. Bunun benzeri bir sistem Apple TV kutusunda var. Bluetooth ve NFC ile bu sistem Apple Watch’dan çok daha iyi çalışacaktır diye tahmin ediyorum.

Eğer yazımın burasına kadar okuduysanız Apple Watch’ı dört gözle bekliyorsunuz demektir diye düşünüyorum 🙂 Bu durumda aşağıdaki, Türkçe seslendirmeli Apple Watch tanıtım videosu da ilginizi çeker diye düşünüyorum. 18. dakikasından itibaren başlayabilirsiniz 🙂