Bundan 3-4 yıl önce Microsoft’la yapmış olduğum bir toplantıda, bir çok ürünlerinin arasında oldukça etkileyici olan bir uygulamalarından da bahsetmişlerdi. Diğerlerinin arasında gerçekten farklı bir yeri olan ürünün adı Photosynth’di ve gerçekten ilk bakışta insanı cezbedecek bir teknoloji ile sunuyordu yaptığı işi.

Belki bazılarınız bu güne kadar bir şekilde Photosynth’in web sitesine (http://www.photosynth.net) girmiş ve bu deneyimi yaşamış olabilir. Ama şunu söyleyeyim bir çoğunuzun da duymadığına bahse girerim. Photosynth aslında panorama amaçlı geliştirilmiş ancak birazcık daha panoramanın önüne geçmiş kayde değer bir uygulama. Uygulama bir ortamda ya da bir mekanda çekmiş olduğunuz rasgele onlarca, yüzlerce fotoğrafı birleştirip bir 3D space oluşturuyor ve bu fotoğrafları sanki bir fotoğrafa bakarken ‘yahu şu kitabın yanındaki ne acaba’ dediğinizde cevabınızı almanıza yarayarak kadar detaylara inebiliyor.

Biraz kulağa tuhaf geldi değil mi? İşin özü Photosynth bir algoritma ile tüm fotoğrafları birleştiriyor ve 3 boyutlu olarak ileride, geride, yukarıda ve aşağıda olduğunu ölçeklendirip anlayarak, fotoğrafları buna göre yerleştiriyor. Sizde daha sonra bu mekanı detaylarıyla arkadaşınıza gezdirebiliyorsunuz. Yine de akla yatkın gelmediyse ya da kafanızda canlandıramadıysanız, şu video daha açıklayıcı olacaktır.

Şimdi çoğunuzun ‘vaoow’ dediğini duyar gibiyim. Evet gerçekten de ilk gördüğümde aynı ifadeyi bende takınmıştım. Gelelim iPhone’la ne ve ne kadar ilgisi var bu uygulamanın. Uygulama iPhone’a çıkalı daha bir kaç gün oldu. Bu kadar dehşet verici özelliklerden sonra uygulamanın şu an sadece otomatik olarak panorama oluşturduğunu belirtelim. Uygulama panoramayı, sizin sadece belli bir açı ve açılarda kamerayı döndürmeniz esnasında otomatik olarak kendi çektiği görüntüye göre siz bir tuşa basmadan kaydediyor. En sonunda tatmin düzeyinize göre tamam diyorsunuz ve uygulama bu imajları otomatik olarak birleştirerek size panorama oluşturuyor. Bu arada panoramayı çekerken aşağı (yer) ve yukarıları da (tavan, gökyüzü) çektiğinizde, uygulama bunları da oldukça güzel birleştiriyor. Bazı panorama uygulamalarında olduğu gibi sadece sağdan sola, soldan sağa yapmanız gerekmiyor. Bu özelliğiyle gerçekten panoramada bir farklılık yaratılmış.

Paylaşım özelliği ile oluşturduğunuz panorama, kendi Facebook hesabınıza ve Photsynth’in web sitesine aktarılabiliyor. Windows Live ID ya da Facebook account’larınızla Photosynth’e giriş yapılabiliyor. Photosynth’e yüklediğinizde web sitesi üzerinden fareyle istediğiniz yöne sürükleyerek görüntü izlenebiliyor. Facebook’ta ise sadece düz bir imaj olarak kaydediliyor ancak böyle bir fotoğrafı zaten çekmeniz de o kadar kolay değil normalde 🙂

Gerçekten bu kadar sene üstüne bu kadar basit kullanımlı bir panorama çekme programının iPhone’a gelmiş olması gerçekten sevindirici. Ancak uygulamanın Photosynth’in asıl amacı olan Photosynth özelliği de iPhone’daki uygulama içerisinde yer almış olsaydı, uygulamanın tadından yenmezdi. Ancak şunu unutmamak lazım yüzlerce fotoğrafın yüksek çözünürlükte aktarılmasından bahsediyoruz ki bu gerçekten oldukça zahmetli, uzun ve MegaByte’lardan bahsedilen bir iş. Bu haliyle iPhone gibi belli bir kapasitesi olan aletler üzerinden bunu gerçekleştirmek tabi ki zor. Ancak en azından bir yere kadar bu özelliğin eklenebilir olduğunu düşünüyorum, hepinize panoramik günler 😉

Unutmadan; her ne kadar Microsoft iPhone’da bu uygulamayı çıkardıysa da, Photosynth özelliğini kullanmak istiyorsanız, sadece Windows tabanlı PC’lerden kullanılabiliyor, Mac’inizde sadece Apple işletim sistemleri varsa bir de Windows kurmanız gerekecek 🙂

Uygulama iPhone 3Gs, iPhone 4, iPad 2, ve 4′üncü nesil iPod Touch’larda çalışmaktadır.

Photosynth uygulamasını indir!